Dünya genelinde son 30 yılda gözlenen küreselleşme, özelleştirme ve liberalizasyon hareketleri sermaye piyasaları üzerinde de olumlu etkiler yaratmış, bu kapsamda halka arzlarda yaşanan artış nedeniyle sermaye piyasaları dünya ekonomisinde daha önemli bir konuma ulaşmıştır. Yaşanan bu süreçte, bireysel yatırımcıların sermaye piyasalarına ilgisinin de artması ile sermaye piyasalarının en önemli aktörlerinden ve belirleyicilerinden biri olan kolektif yatırım kuruluşları özellikle son dönemde önemli oranda gelişme göstermiştir. Bu nedenle, bireysel tasarrufların bir araya getirilmesi suretiyle oluşturulan yatırım havuzlarını profesyonel yönetim ve riskin dağıtılması ilkeleri çerçevesinde değerlendiren Kolektif Yatırım Kuruluşlarının (KYK) gelişimi, yeni dünya ekonomisinde yerini almak isteyen bütün ülkeler için bir zorunluluk halini almıştır.
Son yıllarda, dünya piyasalarındaki gelişmeler sonucu, KYK sektöründe güven unsurunun korunması için, yalnızca düzenleyici otoriteler tarafından yapılan yasal düzenlemeler ile denetimlerin yeterli olmadığı anlaşılmıştır. Bu çerçevede, KYK sisteminde ortaya çıkan sorunları önlemeye yönelik olarak kurumsal yönetim kavramı ön plana çıkmıştır. KYK yapılanmalarında temel olarak adillik, hesap verebilirlik, şeffaflık ve sorumluluk kavramlarının uygulama alanı bulduğu gözlenmektedir.
Kurumsal yönetim kavramı Türkiye piyasaları için değerlendirildiğinde; Türkiye'de kolektif yatırım kuruluşu sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin çoğunluğunun bir finansal grup içerisinde yer aldığı görülmektedir.Sermaye piyasamızda bankaların hakim konumda olduğu hususu da dikkate alındığında, söz konusu finansal gruplarda hakim ortağın genellikle bir banka olduğu gözlenmektedir. Çoğu zaman yöneticinin, kurucunun, veya aracı kuruluşların aynı finansal grup içinde yer alması sektördeki çıkar çatışması riskini gündeme getirmektedir.
6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu ve anılan Kanuna dayanılarak hazırlanan ikincil mevzuat çalışmalarında kolektif yatırım kuruluşu sektöründe kurumsal yönetim ilkelerinin genel itibariyle uygulama alanı bulduğunu belirtmekte yarar vardır. Diğer taraftan, KYK sektörünün kurumsal yönetim ilkelerine intibakının sağlanması için, yasal düzenlemelerin yanında, sektörde genel anlamda kurumsal yönetim bilincinin yaygınlaşmasına da ihtiyaç duyulduğunu göz ardı etmemek gerekmektedir.
Bu kapsamda, Türkiye’de kolektif yatırım kuruluşu sektörünün şeffaf, etkin, güvenilir ve rekabetçi bir ortamda işleyişinin sağlanması ve dünya piyasaları ile entegre olmasını teminen, KYK’larda kurumsal yönetim anlamında yapılacak ikincil düzenleme çalışmalarında aşağıda yer verilen hususların dikkate alınmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
- Portföy yönetim şirketlerinde (PYŞ) yer alan yönetim kurulu üye sayısının artırılması hususunun, maliyet unsuru da dikkate alınmak suretiyle ele alınmasının, bu amaca yönelik olarak yönetilen portföy büyüklüğü ve/veya kurucusu olunan fonların büyüklüğü parametreleri dikkate alınarak asgari yönetim kurulu üye sayısı belirlenmesinin,
- Portföy yönetim şirketlerinin yönetim kurullarında en az 2/3 oranında bağımsız üyelere yer verilmesinin, söz konusu bağımsız üyelerin seçimi, atanması, yatırımcılara duyurulması hususlarında SPK’nın halka açık şirketlerin bağımsız yönetim kurulu üyelerine uygulanan prosedürlerin kıyasen uygulanmasının,
- PYŞ’lerde bağımsız yönetim kurulu üyelerine hizmet etmek amacıyla fon organizasyonunda nitelikli danışma kuruluna yer verilmesinin,
- Yatırım fonu katılma payı sahiplerinin, PYŞ yönetim kurulunun bağımsız üyelerini belirlemelerine imkan veren düzenleme yapılmasının,
- PYŞ yöneticileri ile yatırım fonlarının yönetiminde görev alan kişilerin uyacakları meslek ilkelerini belirlemek ve faaliyet standartlarını oluşturmak üzere düzenleyici otoriteler ile sektör katılımcılarının organize bir şekilde çalışmasının ve KYK sektörü açısından bağlayıcı hükümler içeren standartlar oluşturulmasının,
- Kurumsal Yönetim Uyum Raporu’nun PYŞ’lerin faaliyet esasları dikkate alınmak suretiyle PYŞ’ler açısından uygulanabilecek şekilde revize edilmesinin,
- PYŞ’lerin Kurumsal Yönetim Uyum Raporu hazırlaması hususunda teşvik edilmesinin, bu amaca yönelik olarak ilk etapta söz konusu raporu hazırlamanın ihtiyari tutulmasının, ancak uygun bir süre sonunda tüm PYŞ’ler açısından zorunlu tutulmasının,
- PYŞ yöneticilerine mesleki sorumluluk sigortası yaptırılmasının zorunlu tutulmasının
uygun olacağı düşünülmektedir